“Atık plastik keyiften değil ihtiyaçtan ithal ediliyor”

Yurtiçinde oluşan atık plastik miktarının, geri dönüşüm tesislerinin kapasitesinin çok altında kaldığını belirten Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Benli, ithalat yasağının firmaları olumsuz etkileyeceğini söyledi. Benli, karışık plastik ithalatının yasaklanması halinde, tesislerin kapanacağı uyarısını yaptı.

“Atık plastik keyiften değil ihtiyaçtan ithal ediliyor”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın karışık plastik ithalatını yasaklayacağını açıklaması, ithalat yapan geri dönüşüm firmalarını endişelendirdi. Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Yönetim Kurulu Üyesi ve Benli Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Benli, karışık plastik ithalatının yasaklanmasının, plastik işlemek için yatırım yapan tesislerin, atık ihtiyacını karşılayamamasından dolayı kapanmasına yol açacağını vurguladı. Tesislerin kapanmasıyla çalışanların işsiz kalacağını belirten Benli, “Yapılan milyonlarca liralık yatırım heba olacak” yorumunu yaptı. Benli, karışık atık plastik ithalatının, geri dönüşüm tesislerinin ihtiyacının yurtiçinde karşılanacak seviyeye gelinceye kadar yasaklanmaması ve sınırlandırılmaması gerektiğini söyledi. Karışık plastik atık ithalatının engellenmesi yerine denetlenmesini isteyen Benli, “Bu konuda işin ehli olmuş, tesis kurmuş ve işi ciddiyetle yapan profesyonel firmaların ithalat yapması kolaylaştırılmalı” dedi.

Plastiğin çöp değil, hammadde olduğunu ifade eden Benli, “KOBİ’ler plastik atık ithalatını keyfinden, ekonomisinden değil mecburiyetten yapıyor. Ülkede yeterli miktarda atık plastik bulunamadığı için ithal ediliyor. Elbet Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın atık politikalarıyla önümüzdeki yıllar içinde ithalata gerek kalmayacak. O döneme kadar Avrupa’nın ikinci, dünyanın altıncı büyük sektörü olan ülkemizin plastik endüstrisini atık plastik ile beslemek zorundayız. Tabii ki çevreye zarar vermeden” ifadelerini kullandı.

“Plastik atık için ihtisas gümrükler açılabilir”

Yıllık yaklaşık 600 bin ton plastik atık ithal edildiğini belirten Benli, “Ciddi ve kurumsal firmalar ton başına 100-600 Euro ödeyerek plastik atık ithal ediyor. Denetim açığını kullanan kötü niyetli kişiler ise üstüne ton başına 50- 100 Euro alarak, karışık plastik kodunu kullanarak çöp ithal ediyor ve bunu tarlalara bırakıp kaçıyorlar. Ülkeye girişte, üzerine para alınarak getirilen atıktan şüphelenilip gümrükte denetlense, bu çöpler ülkemize giremeyecek. Aslında bu kadar basit bir mekanizma ile kontrol edilebilir” görüşünü dile getirdi.

Üzerine bedel alınarak getirilen veya bedava getirilen atıkları engellemek için gümrük kapılarında, limanlarda denetimlerin artırılması gerektiğini söyleyen Benli, güneydoğuda bir, batıda ise iki ihtisas gümrüğü belirlenip, atıkların sadece ihtisas gümrüğünden ithal edilebileceği önerisini paylaştı. Benli, “Bu gümrüklerde konusunda uzman kişiler denetleme yapabilir. Mecliste yasalaşma sürecinde olan Çevre Ajansı bu işi yapabilir. Karışık plastik ithal eden geri dönüşüm firmalarına bakanlık tarafından ilave işleme kriterleri getirilmesi de gerekiyor. Çünkü karışık plastik atıklarını iptidai sistemde ayıramazsınız, özel modern sistemler yapılmalı. Bu sistemi kuran ve doğru işleten denetimli firmalara izin verilmeli” dedi.

“Doğru modelle, Avrupa’nın en büyük plastik işleyicisi oluruz”

İthal edilen karışık plastikler doğru değerlendirildiğinde ülkeye önemli miktarda ekonomik katkı sağlayacağını söyleyen Benli, plastik ithalatını yasaklamak veya kısıtlamak yerine, doğru modelle plastik atık işleme merkezleri yapılması halinde Türkiye’nin plastik işleme kapasitesinin artarak, Avrupa’da birinci sıraya gelebileceğini belirtti.

Türkiye’de oluşan ve toplanan plastik atıkların, mevcut lisanslı plastik geri dönüşüm ve geri kazanım tesislerinin kapasitesine yetmediğinin altını çizen Ömer Benli, “bu nedenden dolayı atık plastik ithalat ihtiyacı doğuyor. Türkiye plastik atık işleme hacmi bakımından, Almanya’nın ardından Avrupa’da ikinci, dünyada ise yedinci büyük hacimli ülke konumunda. 3915 9080 0019 ve 3915 9011 9000 GTİP numarası ile ithal edilen plastik atıkların birçoğu yüksek kaliteli atıklardır. 4-4-2 tabir edilen karışık plastik atıklar; yüzde 40 oranında PE, yüzde 40 oranında pet, yüzde 15 oranında PVC, PP, PS gibi plastik atıklar ve yüzde 5 oranında yakma tesislerinde yakıt olabilecek nitelikte atıklardan oluşuyor” bilgisini verdi. Getirilen karışık plastik atıkların yüzde 95’inin geri dönüştürülebildiğini ve hammadde niteliği taşıdığını belirten Benli, “Aynı GTİP kodlarıyla, kalitesi çok düşük, yakmaya veya gömmeye uygun olabilecek nitelikte plastik atıklar da ithal edilebiliyor. Bu tarz atıkları, atıktan türetilmiş yakıt yapan firmalar ve yakma tesisleri ek yakıt ihtiyacı için ithal ediyor” diye konuştu.

“Geri dönüşümlü plastik ürün, orijinalinden daha pahalı olabilir”

2050 yılına kadar Avrupa kıtasını nötr karbon hale getirmeyi hedefiyle belirlenen Yeşil Mutabakat kıstasları kapsamında, sürdürülebilir üretim amacıyla, dünyaca ünlü hazır giyim markaları, hızlı tüketim malları üreticileri, otomobil üreticileri başta olmak üzere birçok sektörün daha fazla geri dönüştürülmüş hammadde kullanacağını taahhüt ettiğini belirten Ömer Benli, şunları söyledi: “Hatta birçok marka tedarikçilerine geri dönüştürülmüş hammadde kullanmalarını şart koşuyor ve onları ciddi ölçüde zorluyor. Bu da doğadaki kaynak kullanımını azaltıyor. Dünyadaki bu durum göz önüne alındığında, geri dönüştürülmüş hammaddenin önemi daha da artıyor. Çevreye hassasiyet gösteren firmalar petrolden imal edilen plastik yerine geri dönüşümlü üründen imal edilen ürünlere rağbet ediyor. Önümüzdeki yıllarda geri dönüşümlü plastik ürünün, orijinalinden daha pahalı satılması muhtemel.”

ESO, TOBB’a öneri paketi sundu

Karışık plastik ithalatının yasaklanmaması için bazı girişimlerde bulunduklarını anlatan Ömer Benli, ESO olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na verilmek üzere TOBB’a resmi bir yazıyla öneri paketi sunduklarını açıkladı. Benli, kötü niyetli ve üstüne para alarak çöpleri ülkeye getirenlerin engellenmesini ve denetimli bir şekilde karışık plastik ithalatının önünün açılmasını beklediklerini belirtti.

Öneri paketinde şunlar bulunuyor:

● Ülkenin doğusu ve batısında plastik atıklar özelinde ihtisas gümrükleri kurulabilir. Aynı gümrükler diğer atık sınıfları için de kullanılabilir.

● Türkiye Çevre Ajansı önderliğinde özel atık ithalatı verilen firmalar veya atıklar, ihtisas gümrüklerinde ton başına belirli bir bedel karşılığı denetlenebilir.

● Getirilen karışık plastik atıkları ayırabilmesi için tesislerin modern otomatik makineleri (optik seperatör, balistik seperatör, arıtma sistemleri gibi modern sistemler) olmak zorunda. Atığı işleyecek firmaya ilave ayıklama tesisi kriterleri getirilebilir.

● Ülkeye getirilecek olan plastik atıkların gerçekten işlenebilir, değerli ve kaliteli olduğunu anlamak için atıkların ithalat bedelleri incelenebilir.

● Atıkların gerçekten işlenip işlenmediğini, ithal edilen karışık plastiklerin içeriğinin ve plastik oranlarının ne olduğunu görmek için, tesislerin kütle denge tabloları düzenli olarak incelenmeli.

“Yasak değil, denetleme olmalı”

Türkiye’de sıfır atık hedeflerinin yakalanması için geri dönüşüm sisteminin geliştirilmesi ve korunması gerektiğini söyleyen Plastik Sanayicileri Derneği Başkanı Selçuk Gülsün “Türkiye plastik sanayinin ikincil hammaddeye erişiminde tek yol atık ithalatı. İthalatın yasaklanmasından ziyade denetlemenin artırılması yoluna gidilmeli” dedi. Belirli atıkların ithalatının yasaklanacağına dair çıkan haberlerin sektörde rahatsızlık yarattığını aktaran Gülsün, “Sektör temsilcileri ile karşılıklı konuşmadan ve herhangi bir etki analizi yapılmadan atılacak adımlar telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açar” diye konuştu.

Kaynak Dünya

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER