Yağmur parmaklı Prag!

Şair Nezval, Prag için işte böyle diyordu. Sokaklarında dolaşırken Kafka’ya sözcükler bahşetmiş, söylencelerin izlerini saklamış ve tarihi dokusunu olağanüstü biçimde korumuş bir kentte olduğunuzu daha iyi anlıyorsunuz

Yağmur parmaklı Prag!

Dünyanın en güzel meydanlarından birinden, Astronomik Saat'in de bulunduğu Eski Kent Meydanı'ndan başlamalı kenti gezmeye. Meydanın çevresi birbirinden güzel yapılarla dolu: Kinsky Sarayı, gotik kuleleriyle Tyn Kilisesi, Eski Belediye Sarayı, içinde klasik müzik konserleri verilen Aziz Nikolas Kilisesi ve niceleriyle… Hepsini gezdikten sonra, Saat Kulesi'ni gören kafelerden birine oturun. Kulede saat başı bir görünüp bir kaybolan ahşaptan azizleri izlemek için toplanan kalabalık dağılana kadar kahvenizi yudumlayın.

ÖĞLE

Celetná Sokağı'ndan yürüyüp Barut Kapısı'na vardıysanız Belediye Sarayı'na yaklaştınız demektir. Bu muhteşem Art Nouveau yapıyı gezmek için rehberli turlara katılmadan önce, giriş katındaki Kavárna Obecní dum'da yemek yiyebilirsiniz. O sırada bir saksafoncu, salonu ezgilerle dolduracak. Cam kubbesi, mozaikleri ve Çek sanatçıların resimleriyle Belediye Sarayı, bir sanat anıtı olarak herkesi etkiliyor. Bilet bulabilirseniz buradaki Smetana Salonu'nda gece saatlerinde bir konser dinleyebilirsiniz.

AKŞAM

Eski Kent Meydanı'nın arkasındaki sokaklarda lambalar bir bir yanarken kuklacılarla dolu pasajları ve sanat eserlerinden esinlenilerek yapılmış eşyalar satan mağazaları dolaşın. Zelezná ve Liliova sokakları ile Karlova Caddesi'ndeki vitrinlerde değerli Bohemya kristalleri ve porselenlerine, lal taşlı takılara, antika eşyalara gözünüz takılacak. Prag'daki ilk akşam yemeğinizi Hotel Paris'in alt katında, Sarah Bernhardt Restaurant'da yiyebilirsiniz.

SABAH

Kış soğuğunda içinizi ısıtmak için Café Imperial'de dört dörtlük bir kahvaltı yaptıktan sonra, tarih ve doğa sevenler Ulusal Müze'ye, müzik meraklıları interaktif Çek Müzik Müzesi ya da Smetana Müzesi'ne, sinefiller Film Legends Müzesi'ne gidebilirler. İlle de resim diyorsanız Ticaret Fuarı Sarayı'ndaki Modern ve Çağdaş Sanatlar Merkezi'nin yolunu tutun. Klimt, Munch, Schikaneder ve diğer ustalar orada sizi bekliyor.

ÖĞLE

Yemek için önerim Legií Köprüsü yakınındaki Café Slavia. Nâzım Hikmet Prag'a geldiğinde burada oturur, kendisine İstanbul'u anımsatan köprüye ve Vltava Nehri'ne bakıp dizeler yazardı. Yemekten sonra, dünyanın en güzel kütüphanelerinden Klementinum'a uğrayıp ardından Kale'ye çıkabilirsiniz. Kale'de Kraliyet Sarayı'nı, Mucha'nın vitraylarıyla süslü St. Vitus Katedrali'ni, küçük renkli evleriyle ünlenen Altın Yol'u ve Lobkowicz Sarayı'nı gezmeniz saatlerinizi alacak, ama değer. Akşamı Šternberg Sarayı'ndaki resim koleksiyonları ve Loreto ile karşılayabilirsiniz.

AYRILMADAN ÖNCE

Karluv Köprüsü, iki yakasını bir araya getirmekle yetinmediği kentin tarihindeki gizemli öyküleri de fısıldıyor. Bir yandan köprünün altından geçen gezi teknelerini seyrederken bir yandan da üzerinde caz yapan müzisyenleri dinleyin. Prag'ın suluboya resimlerini yapan ressamların yapıtlarını da es geçmeyin. Akşam yemeği için gözdem Mlynec Restaurant. Geceyi "modern gölge oyunu" diyebileceğim "Black Theater"lardan birindeki gösteriyle noktalayın. Önerilerim Antologia ve WOW.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER