Yenilenebilir enerji görünümü konferansı

Atlantik Konseyi Başkanı Frederick Kempe, dünya genelinde iklim değişikliği kaynaklı yaşanan doğal afetlerin geçen 5 yıl içerisinde 1 trilyon dolarlık maliyet oluşturduğunu belirterek, "Bu maliyetlerden kaçınmamız gerekiyor.

Yenilenebilir enerji görünümü konferansı

Atlantik Konseyi Başkanı Frederick Kempe, dünya genelinde iklim değişikliği kaynaklı yaşanan doğal afetlerin geçen 5 yıl içerisinde 1 trilyon dolarlık maliyet oluşturduğunu belirterek, "Bu maliyetlerden kaçınmamız gerekiyor. Bunun için de yatırım gerekiyor. Eğer bu yatırımlar doğru bir şekilde uygulanırsa ülkelere fayda getirecek. Herkes için enerji güvenliği yaratılmış olacaktır." dedi.

Kempe, Anadolu Ajansının (AA) global iletişim sponsoru olduğu, Atlantik Konseyi Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ev sahipliğinde düzenlenen "Yenilenebilir Enerji Görünümü Konferansı: Türkiye, Orta Asya, Kafkaslar ve Batı Balkanlarda Finansman, Yatırım, Yasal Düzenlemeler ve Yeni Teknolojiler" programında konuştu.

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğinin Atlantik Konseyi'nin öncelik konularından biri olacağını ifade eden Kempe, enerji dönüşümündeki rolünden dolayı Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu bölgeye odaklandıklarını söyledi.

Kempe, küresel düzende iklim değişikliğiyle beraber önemli değişikliklerin de meydana geldiğini kaydederek, "2019 hepimiz için bir uyanış çağrısıydı. Avustralya'da ve Kaliforniya'da çıkan yangınlar ekosistemleri yok etti ve ülkelerde önemli ekonomik sorunlar yarattı. Birçok ülkede sıcaklığın yükseldiğini görüyoruz. 2019 bu açıdan dünyadaki en sıcak ikinci yıl olarak kayıtlara geçti. Ekonomik büyüme açısından da zorluklar ortaya çıktı. Siyasetin kutuplaşması gibi farklı nedenlerden dolayı küresel ısınma konusu daha vahim bir hale geldi." değerlendirmesinde bulundu.

İklim değişikliğinin ekonomik etkilerine de değinen Kempe, şöyle konuştu:

"Dünya genelinde iklim değişikliği kaynaklı yaşanan doğal afetler geçtiğimiz 5 yıl içerisinde 1 trilyon dolarlık maliyet getirdi. Bu maliyetlerden kaçınmamız gerekiyor. Bunun için de yatırım gerekiyor. Eğer bu yatırımlar doğru bir şekilde uygulanırsa ülkelere fayda getirecek. Herkes için enerji güvenliği yaratılmış olacak. Bu hem çevresel anlam da hem de iş bakışı açısından fayda getirecek."

İklim değişikliğiyle mücadelede yenilenebilir enerjinin artan önemi

EBRD Sürdürülebilir Altyapı Grubu Direktörü Nandita Parshad da yıkıcı etkilere sahip iklim değişikliği konusunda alınacak önlemlerin artık bir seçim değil, zorunluluk haline geldiğini söyledi.

Sera gazı emisyonlarındaki artışa dikkati çeken Parshad, "Kararlı bir şekilde eyleme geçmemiz gerekiyor. İklim değişikliği konusunda yenilenebilir enerjinin oynayacağı rol çok önemli. Yenilenebilir enerjinin artan enerji talebine cevap vermesi gerekiyor. Emisyon hedefleri konusunda daha çok çalışmamız gerekiyor. Önümüzdeki zorlukların ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Temiz enerjide artık megavatları değil gigavatları düşünmemiz gerekiyor. İddialarımız bu yönde olmalı. Yenilenebilir enerji fiyatları düşüyor ve artık sübvansiyon olmadan projeler gerçekleştirilebiliyor. Düşük fiyatlar ise bize temiz enerji ekonomisinin iklim değişikliği konusunda yardımcı olabileceğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Parshad, Türkiye'nin yenilenebilir enerji konusundaki başarısına değinerek, şöyle devam etti:

"Eğer devletler hükümetler doğru ve iddialı hedefler koyarlar, doğru politika eylemleri gerçekleştirirlerse bunu başarabilirler. Türkiye bu anlamda çok önemli bir ülke. 2017'nin sonunda Türkiye 2023 hedeflerini gerçekleştirmişti bile. Elektrik ihtiyaçlarının yüzde 30'unu yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı başarmıştı."

Atlantik Konseyi Türkiye Temsilcisi ve İcra Direktörü Defne Sadıklar Arslan da küresel enerji sisteminde yaşanan değişikliklere değinerek, "Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde yenilenebilir enerjiye 2,5 trilyon dolar yatırım yapıldı ve kapasite artırıldı. Yalnızca güneş enerjisi kapasitesi geçtiğimiz 10 yıl içerisinde 25 kat arttı. Bütün bunlar gelecek yıllarda da artmaya devam edecek ve stratejiler bu eksen üzerinden şekillenmeye devam edecek. Daha sürdürülebilir dünyaya bu şekilde ulaşacağız." diye konuştu.

Arslan, Türkiye'nin yenilenebilir enerjideki konumuna dikkati çekerek, "Rüzgar ve güneş enerjisinin daha yoğun bir şekilde kullanılması bu bölgedeki potansiyelin ortaya çıkarılmasında yardımcı olacaktır ve önümüzdeki yolu aydınlatacaktır. Uluslararası Enerji Ajansına göre, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesi 42 gigavat ve gelecek dört yıl içerisinde yüzde 50 düzeyinde artabilir. Kapasitedeki bu artış da Türkiye'yi dünya genelinde yenilenebilir enerjide çok önemli bir konuma getirebilir." dedi.

Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2020, 06:46

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER