Fraunhofer Güneş Enerjisi Sistemleri Enstitüsü (ISE) tarafından temmuzda yayımlanan rakamlara göre; güneş, rüzgar, biyokütle ve hidroelektrik enerjisi santralleri 2019 yılının ilk altı ayında ülkenin elektrik üretiminin yüzde 47,3’ünü oluştururdu. Yüzde 43,4’üyse kömür ve nükleer enerjisi santrallerinden geldi. Karbondioksit üretimiise geçen yılın aynı döneminden yaklaşık yüzde 15 daha oldu.

Hükümet rakamlarına göre yenilenebilir enerji kaynakları 2018’de Almanya’nın tükettiği elektriğin yüzde 40’ını oluşturdu. Bu durumu bazı bilim insanları yenilenebilir enerjiyle üretilen elektriğin artmasını olumlu hava koşullarına ve “piyasaya dayalı olaylara” bağladı.

Taşkömürü kullanımı, 2018’in ilk yarısına göre yüzde 30 oranında azaldı. Linyitte de yüzde 20’lik azalma yaşandı. Bununla birlikte aynı dönemde, doğal gazla elektrik üretimi yüzde 10 arttı.

Fraunhofer ISE’den Profesör Bruno Burger’a göre, kömür kullanımındaki düşüş piyasanın yönlendirdiği kömürden gaza “yakıt değişiminden” kaynaklanıyor. Burger, değişimi AB Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki karbondioksit izin maliyetlerindeki yükselişe ve gaz fiyatlarındaki düşüşe bağladı.

Almanya, nükleer enerji santrallerini 2022 yılına kadar tasfiye etmeyi hedefliyor. Yenilenebilir Enerji Yasası (EEG) sayesinde Almanya’nın yenilenebilir enerji üretimison yirmi yıldır sürekli artıyor. Yasa geçen yıl da değiştirilmiş ve tüketicilere ücret indirimine gidilmişti. Ancak Almanya hala enerji ihtiyaçları için kömür, gaz ve linyite bağlılığını sürdürüyor.