Okyanuslar oksijenini kaybediyor

Bir balık ne kadar nefesini tutabilir?

Okyanuslar oksijenini kaybediyor

Oregon’da balıkçılar, ölü yengeçlerin ağlarına takılması sonucu denizden çektikleri esnada bir ahtapotun balıkçıların göremedikleri bir şeyden kaçmak için ağlarına tırmandıklarını fark etti. Oregon Balık ve Yaban Hayatı Koruma Departmanı, Oregon Eyalet Üniversitesi biyoloğu Francis Chan’dan petrol sızıntısı veya kızıl gelgit gibi bir olayın sebebi olabilecek bariz nedenleri araştırmasını istedi.

Chan, yaptığı araştırmalar sonucu “hipoksit bölgeler” olarak bilinen düşük oksijen bölgelerinin eskiden kıyıya bu kadar yakın olmadığını fark etti.

Chan, her yaz bu bölgeye tekrar geldi ve aldığı ölçümlerle Oregon kıyılarında bir saat gibi sürelerle hipoksik bir bölge oluştuğunu belirtti. Washington Post gazetesinin aktardığına göre temmuz ayında, ölümcül suların şu anda yaklaşık 20.000 kilometrekareye yayıldığını ve aslında geçen yılın başlarında oluşmaya başladığını bildirdi. Bu durum, kötüleşen iklim değişikliğinin okyanusu büyük ölçüde nasıl değiştirdiğini ve okyanusun bazı kısımlarınını hayata tamamen düşman hale getirdiğinin açık bir işareti olarak tanımlanıyor.

Balıklar, yengeç ve ıstakozlar boğuluyor

Chan, hipoksik bölgelerin temel nedenlerini iki aşamada tanımlıyor.

Temel kimyaya göre sıcak su, soğuk su kadar çözünmüş gaz depolayamaz. ABD’nin batı kıyısına ulaşan su, okyanus boyunca batıyor ve Japonya çevresine doğru yolculuğuna başlıyor.

Diğer sebep, değişen küresel çevre tarafından da değiştirilmiş olan akımlar ve rüzgar modelleri ile ilgili. Yükselen rüzgar düşük oksijenli bir su cebine çarptığında, hipoksik bir bölge oluşturuyor. Bu durum, sıcaklıklar yükselmeye devam ettikçe muhtemelen kıyı boyunca daha yaygın hale gelecek.

Hipoksik bir olay meydana geldiğinde, bölgedeki yengeçler her zamanki gibi bir balıkçının ağlarına girebilir ve tehlikeli bir hipoksik su akımı tarafından ele geçirilip durdukları yerde boğulabilir. Chan’ın meslektaşlarından biri, oksijen açısından daha fazla zengin koşullara kaçmaya çalışan, yüzeye yakın bir yerde, pisi balığı ve deniz tabanında yaşayan diğer balıkları yakaladı.

Güney Afrika’da da hipoksik bölgeler o kadar kötüleşiyor ki, boğulan ıstakozlar sudan çıkıp sahilde ölüyorlar.

Hipoksik bölgelerin tespitinin takip edilmesinin çok zor olduğunu belirten Chan, okyanusun belirli bölgelerine yerleştirilmesi gereken sensörlerin oldukça pahalı ve çalıştırılmalarının teknik eğitim gerektirdiğini belirtti. Bu nedenle araştırmacılar devlet kurumları, ticari balıkçılar ve ortaklıklardan destek bekliyor:

Chan, “verileri gerçek zamanlı olarak geri alıyoruz ancak ‘düşük ne kadar düşük’ gibi biyolojik eşikleri anlamak zor’’ dedi: “Önümüzdeki 18 hafta boyunca litre (su) başına 1,4 mililitre oksijeni değerini okumak, bir balık ne kadar süre nefesini tutabilir? gibi bir şey.”

Okyanuslara zarar veren başka bir belirgin ekolojik yıkım biçimi de asitlenme. Bilim insanları için, çözünmüş yengeç kabukları ve köpekbalığı pulları, asitlenme miktarını anlamalarına yardımcı olan somut belirteç olarak görülüyor.

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER