Deprem Bölgesinde Nükleer Riski Her Geçen Gün Büyüyor

Kahramanmaraş merkezli iki depremin Mersin’de de etkili olması, Akkuyu Nükleer Santralı’na yönelik endişeleri artırdı. Yurttaşlar, fay hatlarından etkilenecek mesafede bulunan santralın inşasının durdurulmasını talep ediyor.

Deprem Bölgesinde Nükleer Riski Her Geçen Gün Büyüyor

Kahramanmaraş’ta, 6 Şubat 2023 tarihinde 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen iki depremin Mersin ili ve çevresinde hissedilmesi Akkuyu Nükleer Santralı’na yönelik tartışma ve endişeleri tekrar gündeme taşıdı. Santralın Ecemiş Fay Hattı, Kıbrıs Dalma Batma Fay Kuşağı, Ölü Deniz Fay Hattı, Güney Ege Dalma Batma Fay Kuşağı, Doğu Anadolu Fay Hatlarına yakınlığı ve soğutma suyu sistemi deniz dolgusu üzerinde monte edilmiş olması, 2011’de Japonya’da Fukuşima Depremi sonrası yaşanan nükleer felaketi hatırlatıyor.

Uzmanlar, bundan 12 yıl önce Fukuşima Nükleer Santral kazası sonrası Japonya’nın topraklarının %10’unun radyasyonla kirlendiğini ve bu topraklarda binlerce yıl tarım yapılamayacağını, o bölgede yaşayan 300 bin kişinin tahliye edildiğini ve o bölgede yaşayan ve radyasyona maruz kalan insanların gelecekte %70’inin kansere yakalanma riskinin çok yüksek olduğunu belirtiyor. Akkuyu Nükleer Santralı’nın da Fukuşima felaketine aday olduğunu belirten Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE), deprem hatlarında, özellikle Kıbrıs merkezli beklenen depremde santralın dolgu alanında olan soğutma sisteminin arızalanması sonucu Akkuyu’da büyük bir radyasyon felaketinin meydana gelebileceğinin altını çiziyor ve change.org’ta başlattıkları kampanyalarına destek bekliyor.

“Türkiye ve Rusya Akdeniz ve Ortadoğu’nun Tüm Ülkelerine Karşı Sorumlu”

DAÇE gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, “Akkuyu Nükleer Santralı’nı nereden tutsak elimizde kalıyor, pul pul dökülüyor. Santralı inşa eden Rosatom şirketinin Çernobil nükleer faciasının sorumlusu olması, 28 dereceyi aşmaması gereken soğutma-deniz suyu sıcaklığının bölgede ağustos ayında 30,5 dereceyi bulmasının ardından, 6 Şubat felaketiyle deprem riski görünür oldu. 2009’dan bu yana açtığımız tüm davalarda bölgenin depremselliği 1 numaralı hukuki ve bilimsel argümanımız. Zira tüm bilimsel deliller Akkuyu Nükleer sahasında 7’den büyük bir depremin her an gerçekleşebileceğini gösteriyor. Herhangi bir nükleer-kimyasal-toksik kirlenme olmayan bir depremde, deprem bölgesine 48 saat arama kurtarma ekibi gönderemeyen Türkiye’yle karşılaştırıldığında; 8 büyüklüğündeki bir depremde dahi gökdelenleri sadece hafifçe sallanan ve normal hayatına devam eden, teknolojik açıdan dünyanın en ileri ülkesi Japonya dahi bir depremle Fukuşima nükleer felaketini yaşadı. Eğer bugün Akkuyu’dan vazgeçilmeyecek olursa, uluslararası hukukta uygulanan ‘ihtiyatlılık”  ve ‘öngörülebilirlik’ ilkeleri gereğince Türkiye ve Rusya, Akdeniz havzasının ve Ortadoğu’nun tüm ülkelerine karşı sorumlu olacak” açıklamasında bulundu.

DAÇE Ortak Sekreteri Sabahat Aslan ise imza kampanyasında neler talep ettiklerini şu sözlerle açıkladı: “Akkuyu Nükleer Santralı’nın deprem bölgesinde olması nedeniyle ve özellikle Kahramanmaraş depreminden sonra bilim insanlarının Kıbrıs Dalma Batma Fay Hattı’nda 7 büyüklüğünde deprem beklendiği ve fay hattının Akkuyu’ya 40 km yakın olması konusundaki uyarılarını dikkate alıp toplumsal farkındalık yaratmak ve hükümetin projeden vazgeçmesini sağlamak amacıyla açtık. İmzalarınızı bekliyoruz.”

Admin

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER