ÇEVRE HABER - Çevre Deniz ve Ülkemiz İçin

“Maden Üretiminde Sorun Çevrenin Yok Sayılması”

ÇEVRE

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel’e göre, madenciliğe dair kamuoyu ve çevre örgütlerinin haklı kaygıları giderilmeli.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı geçtiğimiz haftalarda 61 ilde 344 maden sahası için ihale açtığını duyurdu. Bu durum birçok bölgede çevre örgütleri ve kamuoyu tarafından tepkiye neden oldu. Ocaklardaki üretimlere dönük denetimlerin yeteriz olduğunu belirten TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, kamoyu ve çevre örgütlerinin kaygılarının giderilmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye’de madencilik; su kaynakları, ormanlar, tarım arazileri, meralar ve zeytinliklere verdiği zararla gündem olmaya devam ediyor. Kaz Dağları, Murat Dağı, Munzur, Cerattepe, Toroslar son dönemlerde maden arama işlemleriyle öne çıkan bölgelerden olurken Niğde Ulukışla, Erzincan Çöpler, İzmir Efemçukuru, Uşak Kışladağı, Çanakkale Lapseki, Balıkesir Sındırgı, Kayseri Himmetdede , Elazığ Maden ile Eskişehir Sivrihisar da madenciliğin uygulandığı diğer önemli bölgelerden.

Öte yandan son dönemlerde kamuoyu ve çevre örgütlerinin maden sahalarının üretim biçimine dönük itirazları daha yüksek sesle çıkmaya başladı. Madencilik faaliyetinin yürütüldüğü birçok alanda bölge halkı ve STK’lar ya protestolar yapıyor ya da mahkeme yoluna başvuruyor.

26 Mart tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 61 ilde 344 maden sahası için ihale açtığına dönük ilan yayımladı. Edirne’den Kars’a ülkenin birçok kenti için yapılacak ihalelerin kapalı teklif ve açık artırma usulü ile olacağı bildirildi. Maden sahalarının taban ihale bedelleri ise 113 bin lirayla 690 bin lira arasında belirlendi. Maden araması için ihale edilecek alanlar arasında Antalya, Aydın, Balıkesir, İzmir, Muğla, Sivas, Elazığ ve Dersim yoğunluğuyla göze çarpan kentlerden 

Maden Mühendisleri Odası Başkanı Yüksel: “Madencilik Bilim ve Tekniği ile Kanuni Vecibelere Uygunluk Önemli”

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel, maden kanununa göre iki alan dışında her yerde maden aramasının yapılabileceğini söylüyor: “Maden kanununa göre askeri bölgeler ve doğal sit alanları dışında her yerde maden araması yapılabilir. Bulunması durumunda işlemek için izin başvurusu yapılır ve şartların yeterli olmasına bağlı olarak ruhsat verilir.” Kamuoyunda sahalar yeni açılıyormuş şeklinde bir algının olduğuna dikkat çeken Yüksel, “İzin çıkarılan yerler için ihaleye çıkarılmış şu an. Bir maden arama şirketi bir şey bulduğunda işletme ruhsatı istiyor. Burada asıl olarak Madencilik Bilim ve Tekniği ile kanuni vecibelere uygunluk önemli” ifadelerini kullandı.

Kamuoyu ve STK’ların Kaygıları Giderilmeli

“Çevre örgütleri ile kamuoyunun itirazı da tam olarak denetim yetersizliğine yönelik. Denetimler az olunca çevresel sorunlara yol açabiliyor. Madencilik her yerde eleştirilebilir bir hâl aldı. Bu anlamda kamuoyu ve STK’ların kaygıları giderilmeli” diyen Yüksel, üretim yapanların belli program dahilinde üretim yapması gerektiğinin altını çiziyor. Yüksel, “Üretim yapanların dikkat etmesi lazım. Bilim ve tekniğe uygun yapılmıyor üretimler. Günübirlik ve belli bir programdan kopuk bir şekilde yapılıyor . Denetimler de yetersiz tabii. Öyle olunca bölge halkı itiraz edebiliyor. Üretimin çevreyi ve çevresel unsurları koruyacak şekilde planlamadan kopması tepkilere neden oluyor” şeklinde konuşuyor.

Ocakların En Çok Etkilediği Yerlerden Birisi Zilan Deresi

Maden ve mermer ocaklarının yıllardır gündem olduğu bir başka yer ise Van’ın Erciş ilçesindeki Zilan Deresi. Birçok ocağın bulunduğu derede sayısız su canlısı yok oluyorken bitki örtüsü çorak bir hal aldı. 4 bin 300 bitki türünün yanında su samuru, Zilan Bıyıklı Balığı, Benekli Semender gibi endemik türlerin yaşadığı vadiyi besleyen derenin aynı zamanda İnci Kefali’nin yumurtlama alanı olduğu belirtiliyor.

Zilan Ekoloji Platformu üyesi Esat Avcı, yaptığı açıklamada bölgede doğanın göz göre göre yok edildiğini belirtiyor: “Dere boyunca taş ve maden ocakları var. Bunlar kaynakları kirletiyor ve birçok canlının yok olmasına yol açıyor. Su samurları ve balıklar en çok zarar gören canlı türlerinden. Çıkardıkları toz ve duman da bitki örtüsünü tahrip ediyor. Elbette siyanür tehlikesi de var. Katı atıkların dereye akıtılması da burada etkili. Tüm bunlar dere suyunu kirlettiği gibi içme suyunu da kirletiyor. Etraftaki sakinlerin tarım arazilerini de yok ediyor. Ocakların sayısı her geçen gün artıyor. HES’lerin sayısında da büyük artışlar var.”

“ÇED Gerekli Değil”

Avcı, çevreye verdiği zarar nedeniyle deredeki ocakların durdurulması için mahkemeye başvurduklarını söylüyor ve şunları ekliyor: “Zilan Ekoloji Platformu ve Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği ile beraber deredeki ocaklara ‘ÇED gerekli değildir’ yönündeki karara karşı dava açtık. Mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesine karar verdi ancak kış şartlarından dolayı bu işlem yapılmadı. Yeni tarihi bekliyoruz ve doğamızı korumak adına bu hukuki sürecin takipçisi olacağız.”

Ülkenin Dört bir Yanı Maden Sahalarına Dönüşüyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yayımladığı listede Edirne’den Kars’a ülkenin birçok kenti nasibini alıyor. İhale edilecek alanlar arasında Antalya, Afyon, Aydın, Balıkesir, İzmir ve Muğla da bulunuyor. Niğde’de açılacağı belirtilen 11 maden sahasının tamamının Ulukışla ilçesi sınırlarında olduğu ve bunların tamamının da ormanlık alanlarda olduğu belirtiliyor. Dersim ve Elazığ da saha sayısının yüksek olduğu bir başka bölge. İki kentte 12 yerde maden sahası için ihale yapılacak. Dersim Merkez’de 1 saha, Çemişgezek’te 1 saha, Mazgirt’te 2 saha ve Pülümür’de 2 saha olmak üzere toplamda 6 saha maden sahası ilan edilecek. Bakanlık, Elazığ’ın Maden İlçesinde de yeni bakır madenleri için ihale yaptı.

Zeytinliklere Dönük Yönetmenlik Değişikliği Tepki Görmüştü

Öte yandan 1 Mart 2022’de Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle zeytinliklerin maden projelerine açılması mümkün hale geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Maden Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te, “elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin” zeytinlik alanlarına denk gelmesi durumunda “zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına” Bakanlık tarafından izin verilebileceği belirtiliyor. Buna karşın Türkiye’de 1939 yılında hayata geçen ve “Zeytincilik Kanunu” olarak bilinen bir yasa hâlâ yürürlükte. 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun, bugüne kadar zeytinliklerin korunmasında kilit rol oynadı. Söz konusu değişikliğe, özellikle zeytinlerin yoğun olduğu Ege Bölgesi’nde kamuoyu büyük tepki gösterdi.

İller ve Maden saha sayıları şu şekilde;

Adana 6, Adıyaman 9, Afyonkarahisar 24, Ağrı 3 ,Aksaray 3, Amasya 1, Ankara 7, Antalya 12, Artvin 1, Aydın 6, Balıkesir 9, Batman 2, Bayburt 5, Bilecik 3, Bingöl 1, Bitlis 3, Bolu 4, Burdur , , Bursa 3, Çankırı 5, Çorum 2, Denizli 5, Diyarbakır 1, Edirne 2, Elazığ 6 , Erzincan 10, Erzurum 12, Eskişehir 11, Gaziantep 3, Giresun 1, Gümüşhane 10, Hakkari 1, Hatay 2, Isparta 7, İzmir 5, Kahramanmaraş 17, Karaman 4, Kastamonu 1, Kayseri 5, Kırıkkale 2, Kırklareli 4, Kırşehir 5, Konya 8, Kütahya 3, Malatya 2, Manisa 3, Mersin 3, Muğla 8, Nevşehir 4, Niğde 11, Ordu 4, Osmaniye 5, Sivas 26, Şanlıurfa 1, Şırnak 8, Tekirdağ 1, Tokat 2, Tunceli 6, Uşak 3, Van 4, Yozgat 7.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.