Türkiye'nin tüm enerjisi güneşten sağlanabilir

Dünyada yenilenebilir enerji kaynaklarındaki çalışmaları ve buluşları ile önde gelen bilim insanlarından Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi, güneş enerjisi ve yenilenebilir enerji kaynaklarıyla dışa bağımlılığının önlenebileceğine dikkat çekti.

Türkiye'nin tüm enerjisi güneşten sağlanabilir

Yaşar Üniversitesi tarafından çevrim içi düzenlenen Güncel Bilim ve Sanat Söyleşilerinin son konuğu, Selçuk Yaşar Ödülünün geçen yılki sahibi, 1996 yılında Avusturya hükümetinden ordinaryüs profesörlük unvanını alan, Johannes Kepler Üniversitesi Fizikokimya Kürsü ve Enstitüsü’nün başkanı Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi oldu. Temiz enerji konusundaki çalışmalarıyla öne çıkan, plastik organik güneş pilleri konusundaki çalışmasıyla dünyadaki ilk patent ve yayına sahip olan Ord. Prof. Dr. Sarıçiftçi, “Güneş Enerjisinden Yararlanmak” başlıklı söyleşide, Türkiye’nin geleceği için güneş enerjisinin önemini vurguladı.
Güneş enerjisinin insanlık için büyük önem taşıdığını ifade eden Sarıçiftçi, “Küresel ısınma, iklim değişikliği çok büyük problemler ve gelecek nesiller için çok daha önemli olacak. Enerji elde etmek ve yenilenebilir enerji elde etmek bu nedenle çok önemli konular. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına baktığımızda da 17 konudan ikisinin ‘erişilebilir ve temiz enerji’ ile ‘iklim değişikliği’ olduğunu görüyoruz. Güneş, son derece demokratik bir kaynak. Son derece barışçıl teknolojisi var, hiç kimse güneş tarlasını bombalamaz, petrol ambargosu gibi güneş ambargosu uygulayamazsınız, Afrika’daki fakir ülkelere baktığınızda da yoğun güneşlenme olduğunu görürsünüz. Bu özelliğini de belirtmek istiyorum. Dünyaya güneşten her an gönderilen güç kapasitesi 170 bin terawattın üzerinde. Dünyanın ihtiyacı ise 17 terawatt, ihtiyacının binlerce misli bir enerji her an, her dakika dünyaya ulaşmakta. Yararlanmak bizim elimizde” diyerek güneş enerjisinin dünya için önemine dikkat çekti.
Ord. Prof. Dr. Sarıçiftçi, Türkiye’nin enerjideki dışa bağımlılığına da dikkat çekerek, “Türkiye ekonomisinin en büyük rakamları enerji ithalatından kaynaklanır. Enerji ihtiyacı için 100 milyar doların üzerinde para çıkarmamız lazım ki istediğimiz enerjiyi satın alabilelim. Dışa bağımlılık ve cari açık da getiriyor. Ülkemizin güneşi, Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede. Almanya, Türkiye’den çok daha az güneş almasına karşın bizim kat ve kat üzerimizde kurulu kapasiteye sahip. Türkiye’de, 50 gigawatt kapasiteye rahatlıkla ulaşabiliriz. Gecesi, gündüzü, kışı, yazı bütün seneye baktığımızda bir metrekarelik panel ile 2 bin kilowatt saatlik bir enerji elde edilebilir. Öyle büyük, boş ve tarıma uygun olmayan arazi var ki ülkemizde, bunları bile kapatsak çok rahat elde edilebilir. Örneğin; ciddi bir nükleer enerji santralinin getirebileceği kapasitedeki enerjiyi, güneş enerjisi santralleri ile elde edebilirsiniz. Ülkemizin bütün enerjisini güneşe yüklemek mümkün. Eğer depolama şansınız varsa bunu çözdüğümüz zaman. Bu enerjiyi toplayıp kullanabilecek bir durumda depolayabilirsek ve hatta kimyasal enerjiye dönüştürebilirsek dışa bağımlılığımız tümüyle azalacak ve kendi içimizde yeterlilik sağlanacaktır” şeklinde konuştu.
Üretilen enerjiyi toplamak için suni yakıt teknolojisi
Güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarında en büyük problemlerden birinin üretilen enerjiyi depolama olduğunu belirten Sarıçiftçi, “Güneşte de rüzgarda da aynı problem, ihtiyacımız olduğu zaman kullanmak üzere depolama. Bataryalar elbette çok önemli bir konu; ancak enerji depolama yoğunluğu çok küçük. En son gelişme güneş enerjisinden direkt olarak suni benzin veya suni doğal gaz elde etmek. Bu çeşit teknolojilere ‘suni fotosentez’ adı veriliyor. Karbondioksit, su, güneş enerjisi bir foto veya elektrosentez ile çeşitli hidrokarbon yakıtlara dönüştürülebilir. Bu konuda teknolojiler geliştirilmekte. Bu şekilde karbondioksit geri dönüşüme uğradığı için bu çeşit suni yakıtlar karbon saçmayan yakıtlar olarak tümüyle doğaya zararsız. Ayrıca, bu çeşit kimyasal enerji depolama metotları ile güneş enerjisi/rüzgar enerjisi de depolanmış oluyor. Bunun hem doğaya hem de ekonomiye çok ciddi faydaları olacaktır” dedi.
Güneş panelleri maliyetlerini kısa sürede amorti ediyor
Güneş enerjisi konusundaki yatırımların pahalı olduğu yönündeki değerlendirmelerin doğru olmadığını vurgulayan Sarıçiftçi, “Günümüzde güneş enerjisi santralleri, diğer elektrik üretimi tesislerinden kesinlikle daha pahalı değil. Ayrıca güneşten gelen enerji için bir fatura da ödemeyeceğiz. Yeni teknoloji güneş panellerinde 1 metrekareye 1 kilowatt enerji düşer, bunun yüzde 10’nun bile çekseniz 100 wattlık bir panel elde edebilirsiniz. Olan teknoloji zaten yüzde 20 ile satılıyor, bunlar son derece güzel rakamlar. Sadece açık park yerlerinin üstü, güneş panelleri ile kaplansa bile çok büyük enerjiler elde edilebilir. Silisyum güneş pilleri çok ucuzladı, ulaşılabilir oldu. Güneş panelleri zaten kendi başına büyük bir endüstri durumunda, 100 milyarlar büyüklüğünde büyük bir endüstri. Genelde üretimi Çin kökenli, Türkiye’de de bu yönde bir çalışma var. Türkiye gibi güneşi bol memleketlerde bu çeşit bir santral senede ortalama en az 2 bin kilowattsaat enerji getirir. Maliyetini kısa sürede amorti eder. Artık pahalı güneş enerjisi diye bir mazeret kalmadı” diyerek organik güneş pillerinin baskı makineleri ile çok ucuz ve çok rahat üretilebileceğini, bu teknolojideki gelişmeyle birlikte özellikle az gelişmiş ülkelerde yatırım maliyeti avantajıyla önemli olacağını dile getirdi.
Güneşten enerji elde edecek sistemlerin ülkemizde yayılması için öneride de bulunan Ord. Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi, “Tavsiyem; güneş enerjisi ile iştigal eden tüm şirketler ve güneşten elde edilen elektriğin alım satımı, tümüyle her türlü vergiden ve izinden muaf tutulsun. Bakın o zaman Türkiye’de güneş enerjisi teknolojileri ve üretimi bir anda kalkınır ve gelişir. Su yoluna akar, halkımız kendine yararlı metodu benimser” diye konuştu.
Deniz suyu arıtma tesisi önerisi
Niyazi Serdar Sarıçiftçi, önümüzdeki yıllarda küresel ısınmanın, iklim kaymasının sonucu olarak kuraklığın Türkiye’yi vuracağını belirterek, “Bundan en ufak bir şekilde kaçmanın ihtimali yok. Türkiye ve çevresindeki ülkelere de kuraklık gelecek. En önemli konu su. Suyu elde etmek için denizlerimiz var, yeteri kadar su var. Bu suyu arındırıp kullanabiliriz. İzmir gibi sahil kentlerinde vatandaşlar, belediye, bakanlık bir araya gelip deniz suyu arıtma tesisleri yapması lazım ve acilen. Tüketimimizi bu su arıtma tesislerine yükleyebilmemiz yazım. Kuraklık can acıtacak sekide geliyor. Bu sistemlerin çalıştırılması için enerjiye ihtiyacınız var. Güneş enerjisinden, rüzgar enerjisinden elde ettiğimiz enerji ile su arındırmak çok önemli. Can alıcı konulardan biri bu olacak. Su arındırma çok önemli hale gelecek. Milyonlarca kişi kuraklıktan kaçacak ve iklim göçmeni olacak. Türkiye de bundan etkilenecek. Hazırlıklı olmak, bilincine varmak lazım. Mühendislik için de tarım ve tüketim için su arındırma önemli konu haline gelecek” şeklinde konuştu.

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER