Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu’nda konuşuluyor; “Ocakta denize gireriz”

Meclis’te Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu’na sunum yapan uzmanlar, güncel veriler ve geleceğe dönük analizlerle dikkati çeken değerlendirmeler yaptılar. MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, “Akdeniz’de önümüzdeki yıllarda haziran, temmuz, ağustosta deniz turizmi hemen hemen kalkacak; sıcaklık çok yüksek olacağı için tercih edilmeyecek. Ama ocak ayında deniz turizmi olabilecek” dedi.

Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu’nda konuşuluyor; “Ocakta denize gireriz”

Hürriyet'te yer alan habere göre, Ankara Üniversitesi’nden öğretim üyelerinin Meclis Araştırma Komisyonu’ndaki bazı tespitleri şöyle:

“Deniz seviyesi yükselecek”

Prof. Dr. Mehmet Somuncu1986, 2009 ve 2016’da Landsat uyduları termal bandından alınmış sıcaklık değerlendirmesi var. Sıcaklık artışı yukarıya doğru gidiyor, net şekilde zaten görülüyor. Tabii bunun sonuçları var. Akdeniz kıyılarında 10 yıllık periyotlarla istilacı tür sayısında artış görüyoruz. Sebep? Cebelitarık’tan giren sular ve Akdeniz’in tropikleşmesi, ikincisi de Süveyş Kanalı yoluyla yabancı türlerin Akdeniz’e giriyor olması. Bir başka konu var: Deniz seviyesinin yükselmesi. Özellikle doğal koy ve körfezlerin olduğu alanlarda, bütünüyle turizm tesislerinin olduğu yerlerde veya yerleşimlerde deniz seviyesi yükselmesine ilişkin olumsuzluklar öngörülüyor.

“Kış kuraklığı yaşayacağız”

Ankara Üniversitesi DTCF Öğretim Üyesi Prof. Dr. İhsan Çiçek, (Türk Coğrafya Kurumu 2. Başkanı): Kuraklığa meyilli alanlar, Türkiye’nin yaklaşık yüzde 41’inden daha büyük alana sahiptir. O yüzden kuraklık bizim için çok önemli olaydır. Türkiye’de kuraklık dalgalı bir seyirle gelir, bazı yıllarda çok kuvvetlenir, bazı yıllarda azalarak gelir. Örneğin, 2007 yılı çok kuvvetli bir kuraklıktı, şimdi de geliyor. Bu kuraklıkta bir senkronizasyon var mıdır derseniz, tek bir sebebi yoktur ama gördüğümüz Kuzey Atlantik salınımı denilen bir salınımdır. Yani subtropikal bölgeyle polar bölge arasındaki basınç farklılıklarının sonucudur. Kuzey Atlantik salınımının pozitif faza geçtiği dönemler, kuzeyden yağışlı ve nemli havalar Türkiye’ye gelemez, o yüzden Türkiye kış kuraklığını yaşar. Zaten Türkiye’de kış kuraklığı önemlidir, Türkiye’nin bulunduğu iklim nedeniyle zaten yaz kuraklığından çok fazla bahsetmek doğru değildir. Türkiye’nin ekolojisi bu yaz kuraklığına alışkındır. Ama Kuzey Atlantik salınımının blokaj yapmasıyla, işte bu sene olduğu gibi ekim ayından beri sürekli yağış azlığından bahsediyoruz. Türkiye’de yoğun arazi kullanımı, çölleşme ve taban suyuna aşırı yüklenme nedeniyle kuraklık afetinin sıklığında da artış olmaktadır. 1951 ile 60 arasında 17 civarında kuraklık afeti raporlanmışken, 2001-2010 arasında 120 olaya çıkmıştır.

Su Bakanlığı kurulması önerisi

Öte yandan Milliyet'in aktardığına göre, Prof. Çiçek ayrıca TBMM Küresel İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu toplantısında, Türkiye’nin su varlığı hesaplamasında bugüne kadar uygulanan modellere karşın geliştirdiği yeni metodu açıkladı. Su bakanlığı kurulmasını öneren Prof. Çiçek, "Su yönetiminde süper vali atamalıyız” dedi.

Türkiye’nin su varlığını hesaplamada yeni metod önerisi

Komisyon üyelerine “Bizim ne yapmamız lazım? DSİ’nin 112 milyar metreküplük su potansiyeli ölçümü doğru mu?” diye soran Çiçek, yeni hesaplama metodunu şöyle açıkladı:

“Bu çalışmada her kilometrekare ‘grid’inde bir yağış datasını kullandık ve burada biz yükseklik hesabını katarak yağış datasını kullandığımız zaman Türkiye’nin ortalama yağışına DSİ 640 milimetre derken, biz 727 milimetre yağış bulduk. Buna bağlı olarak da Türkiye’nin su potansiyelini 127 milyar metreküp olarak hesap ettik, yani yaklaşık 15 milyar metreküp su daha fazla var. Bu fark tamamıyla yağışın hesabından kaynaklanıyor, giderdeki yüzey akışları vesaire sızmalar DSİ’nin oranlarını kullandık burada, başka bir oran kullanmadık.

647 milimetre yağışı 780 bin kilometrekareye çarparsanız 112 milyar metreküpü bulursunuz ama ben kilometrekare bazlı alana düşen yağışı hesap edersem, Türkiye’nin alanıyla hesap edersem burada yağışım artıyor çünkü orada ortalamadan gidiyorum, direkt alana çarpıyorum. Hâlbuki çok iyi biliyoruz ki yağış yükseklikle beraber artıyor ve bizim yüksek alanlarda istasyonumuz yok. Biz bunu dümdüz bir istasyon bazlı hesaplıyoruz. Şimdi, bizim istasyonlarımız da alçak alanlarda, köylerde, kasabalarda, şehirlerde. O yüzden biz burada yükseklik parametresini kullanarak bunu kilometre bazlı alana dağıttık ve 727 milimetreye doğru çıktı. Yağış çok kaotik bir şeydir, çok da kolay hesaba gelecek bir şey değildir ama Türkiye’de yeniden gerçekçi hesap edilmeli.”

"Su yönetiminde süper vali atamalıyız"

Çiçek, 2007’dekine benzer şiddetli bir kuraklığın şimdi de gelmekte olduğu uyarısında bulundu.

Çiçek, “Havza bazlı yönetim yapmalıyız. Bana göre 26 havzaya -nasıl bir zamanlar süper vali vardı, terörle mücadele etmek için- su yönetiminde süper vali atamalıyız, çünkü bir havzada 6 il varsa 6 ilin farklı önlemler alması kaotik durumlar, sorunların yönetiminde problemler çıkarıyor. Devlet dünyanın parasını harcıyor ama planların uygulanabilirliği çok az. O yüzden de 26 havzaya su yönetiminde süper vali atamalıyız diyorum” ifadelerini kullandı.

Yatırımcı kuruluş olarak Su Bakanlığı’nın da olabileceğini belirten Çiçek, “Paydaşlarla muhakkak katılımımızı, katkımızı, omuz omuza mücadelemizi artırmalıyız” dedi.

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER