İstanbul Boğazı’nda mevcut yalılar sular altında kalabilir!

TBMM İklim Araştırma Komisyonu’nda korkunç senaryoyu anlatan Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Birpınar, İstanbul boğazında mevcut yalıların sular altında kalabileceğine dikkat çekerek "Hamsinin fiyatı gelecek yıl 100 TL'ye fırlayabilir" uyarısı yaptı.

İstanbul Boğazı’nda mevcut yalılar sular altında kalabilir!

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, TBMM İklim Araştırma Komisyonu’nda küresel ısınmanın devamı halinde yaşanabilecekleri anlattı.

Birpınar, komisyonda özetle şunları kaydetti:

ADA ÜLKELERİ YOK OLACAK

Sıcaklıklar yüzyılın sonuna kadar 3-4 derece artarsa, deniz seviyesinin 5 metreye kadar yükseleceğini, böyle olduğu zaman da birçok ada ülkesinin yok olacağını, bütün kıyı ülkelerinin veya kıyısı olan, deniz seviyesinde olan birçok yerin sular altında kalacağını, belki de işte, İstanbul Boğazı’nda başka binaların yalı olacağını görebileceğiz.

AL-KULLAN-DÖNÜŞTÜR

Kömür, doğal gaz ve petrol gibi fosil yakıtlar nedeniyle çıkan gazlar, gübre ve hayvandan kaynaklanan başta olmak üzere bir sürü gaz atmosfere karışıyor. Nüfus arttıkça insanların et ihtiyacı, hayvan yetiştiriciliği artıyor, buralardan oluşan gazlar atmosfere gidiyor. Dünya maalesef aşırı tüketim toplumu hâline geldi. ‘Al-kullan-at’ modelinin artık değişmesi, “al-kullan-geri dönüştür” modeli olan, lineer ekonomiden döngüsel ekonomiye geçişin sağlanması gerekiyor.

PARİS ANLAŞMASI İYİYE GİTMİYOR

Paris Anlaşması kapsamında Ek-2 listesinde olunca hem emisyonlarımızı azaltıp hem de finans yardımı alamayacak ülke konumundayız. Ek-1’deki ülke olmadığımız için fondan yararlanamıyoruz. Dolayısıyla, Dünya Bankası, Fransız ve Alman Kalkınma bankalarıyla 3 milyar dolarlık bir paket üzerinde her yıl -bunun belli bir kısmı hibe, belli bir kısmı ucuz kredi- üzerinde çalışıyoruz. Paris Anlaşması maalesef iyiye  gitmiyor, Kyoto Protokolü gibi bir işe yaramıyor.

EMİSYON VERGİSİ GETİRİLEBİLİR

Türkiye, 17 Şubat 2021’de İklim Değişikliğiyle Mücadele Sonuç Bildirgesi yayınladı. Dünyada son dönemde bir iklim kanunu var. AB bunu çıkardı, diğer ülkeler de çıkarmaya başladı. Biz de çalışma başladık. Mesela bacasından gaz çıkaran veya bu emisyonları çıkaranlara vergi getirilebilir.

KONSER DEĞİL ÇEVREYE   YATIRIM

İklim ve çevre tüm yerel yönetimlerin ve belediye başkanlarının meselesi olmalı. Yani artık, konserlerle, şunlarla, bunlarla vakit geçirecek zaman yok; kesinlikle çevreyle ilgili yatırımlarını artırmaları ve çevreyle ilgili ön plana çıkmaları gerekiyor.

POŞETTE 2 MİLYAR TL TASARRUF

2020’de 2 milyar 380 milyon adet poşet ücretli olarak satıldı ki bu yüzde 20’si, toplam tutar 415 milyon TL gelir geldi. Bunun 25 kuruşun 22 kuruşu devlete geliyor, biz poşet fiyatını artırmıyoruz vatandaşa sorun olmasın diye. 1 Ocak 2019 itibarıyla plastik poşetlerin ücretlendirilmesiyle iki yıl içerisinde yüzde 80 azalma oldu ve 290 bin ton plastik atığın oluşumu engellendi. Bu sayede de yaklaşık 2 milyar TL’lık tasarruf sağlandı, 12 bin ton sera gazı emisyonlarının açığa çıkması engellenmiş oldu.

PARASIZ OLMUYOR

Türkiye’nin de Avrupa standardına gelebilmesi için çevre altyapısı için 70-80 milyar avroya ihtiyacı var. Eğer biz altyapı projeleri için bu destekleri bulamazsak, hiçbir şey yapamayız. Parasız, finanssız bu işler olmuyor.

HAMSİ 100 TL’YE FIRLAR

Türkiye’de yapılan araştırmada iklim değişikliğine inancın yüzde 85’lere çıktığını görüyoruz. Neyle görüyoruz? Mesela Karadeniz Bölgesi’nde hamsi balığının fiyatı 50 liraya çıktı bu sene, seneye 100 liraya fırlayabilir. Neden? Çünkü iklim değişikliği ile Karadeniz ısınmaya başladı, hamsi kuzeye kaçıyor. Bizim balıkçı yakalayamayınca arz-talep dengesinden fiyatlar yükselmeye başlıyor.

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER