Pazar günkü ortak açıklama, Çin’in iklim elçisi Xie Chenhua ile ABD’li mevkidaşı John Kerry arasında Şanghay’da iki gün süren görüşmelerden sonra geldi.
Yaptıkları açıklamada, “Amerika Birleşik Devletleri ve Çin, iklim krizini ele almak için birbirleriyle ve diğer ülkelerle işbirliği yapmaya kararlıdır, bu da gerektirdiği ciddiyet ve aciliyetle ele alınmalıdır.”
İki ülkenin, “Paris Anlaşması ile uyumlu sıcaklık sınırını erişilebilir tutmayı amaçlayan emisyonları azaltmaya yönelik 1920’lerde somut önlemleri” tartışmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Paris Anlaşması’nda ülkeler, 2015 yılında küresel sıcaklıkları 1,5 ° C’nin (2,7 ° F) altında tutma konusunda anlaştılar.
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri, gezegenin atmosferini ısıtan fosil yakıt dumanlarının neredeyse yarısını yükselterek dünyanın en büyük karbon kirleticileri. İşbirlikleri, iklim değişikliğini engellemeye yönelik küresel çabaların başarısının anahtarıdır, ancak insan hakları ve ticaret üzerindeki gergin bağlar ve Çin’in Tayvan ve Güney Çin Denizi’ne yönelik bölgesel iddiaları, bu çabaları baltalamakla tehdit etmektedir.
Kerry’nin Şangay gezisi, ABD Başkanı Joe Biden’in Ocak ayında göreve gelmesinden bu yana ABD’li bir yetkili için Çin’e en yüksek seviye seyahat.
Küresel ısınmayla mücadelenin başlıca öncelikleri arasında yer aldığını söyleyen Biden, ABD başkanlığının erken saatlerinde Paris iklim anlaşmasına katılarak selefi Donald Trump’ın emriyle geri çekilmeyi iptal etti.
Yeni ABD başkanı ayrıca, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de dahil olmak üzere 40 dünya liderini 22-23 Nisan tarihlerinde konuyu tartışmak için sanal bir zirveye davet etti.
Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerden, daha az varlıklı ülkelerin iklim çabalarına mali yardım sözü vermenin yanı sıra toplantı öncesinde veya sırasında karbon emisyonlarını azaltmak için daha iddialı ulusal hedefler açıklamaları bekleniyor.
Kerry hala Şangay’dayken, Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Lu Yucheng Cuma günü Çin’in önümüzdeki hafta yapılacak zirvede yeni bir vaatte bulunmasının olası olmadığını söyledi.
Pekin’de Associated Press’e verdiği röportajda Luo, “1,4 milyar nüfusa sahip büyük bir ülke için bu hedeflere kolayca ulaşılamaz” dedi. Bazı ülkeler Çin’den hedeflere erken ulaşmasını istiyor. Korkarım bu çok gerçekçi değil. “
Xi’nin zirveye katılıp katılmayacağı konusunda Li, “Çin tarafı aktif olarak konuyu inceliyor” dedi.
Cuma günü Alman ve Fransız liderlerle yaptığı video görüşmesinde Xi, iklim değişikliğinin “jeopolitik bir segment, diğer ülkelere saldırmak için bir hedef veya ticaret engelleri için bahane olmamalı” gerektiğini söyledi, ancak konuyla ilgili daha yakın işbirliği çağrısında bulundu. bir haber ajansı Xinhua Yetkilisi.
Xi geçen yıl, Çin’in “2060 yılına kadar karbon nötrlüğünü” elde edeceğine ve 2030’dan önce sera gazı emisyonlarında zirveye ulaşacağına söz verdi.
Başlıca sera gazı yayıcıları da Kasım ayında İngiltere’nin Glasgow kentinde yapılacak olan Birleşmiş Milletler iklim zirvesine hazırlanıyor. Zirve, Paris Anlaşması’nda kararlaştırıldığı üzere, küresel sıcaklıkları 1,5 santigrat derecenin altında tutmak için küresel çabaları sürdürmeyi hedefliyor.
ABD ve Çin açıklamalarına göre, hem Washington hem de Pekin, Glasgow toplantısıyla karbon nötrlüğüne ulaşmak için uzun vadeli stratejilerini “geliştirmeyi” planlıyor.
Diğer kısa vadeli hamleler arasında, gelişmekte olan ülkelerde yeşil enerjiye geçişi desteklemek için “uluslararası yatırım ve finansmanın” artırılmasının yanı sıra, soğutma, klima ve aerosollerde kullanılan HFC’lerin ve gazların üretim ve tüketiminin aşamalı olarak durdurulması yer alıyor.
Paris Anlaşması sıcaklık hedeflerini “erişilebilir” tutmak için alınması gereken uzun vadeli eylemler, yenilenebilir enerji, temiz ulaşım ve iklime dirençli tarımı yoğunlaştırırken sanayiden ve elektrik üretiminden kaynaklanan emisyonların azaltılmasını içerir.
Greenpeace Doğu Asya politika danışmanı Li Xu, Pazar günü yayınlanan ortak açıklamanın Çin ve ABD’nin iklim değişikliğiyle mücadelede “kesin bir taahhüdünü” gösterdiğini ve küresel iklim momentumunun “en yüksek seviyelerine geri getirilmesi” gerektiğini söyledi.
“Şanghay’daki zorlu toplantılar meyvesini verdi. Siyaseti, bilimin olmamızı gerektirdiği yere yaklaştıralım” dedi.
