Japonya gerçeği saklıyor! Fukuşima'dan salınacak su genetik bozukluklara yol açabilir

Japonya, 2011'de meydana gelen 9,1 şiddetindeki deprem ve tsunami nedeniyle hasar gören Fukuşima Daiichi Nükleer Santrali'ndeki yaklaşık 1 milyon ton suyu Pasifik Okyanusu'na bırakmaya hazırlıyor. Ancak, yeni bir araştırmaya göre enkaz halindeki nükleer santralden denize salınacağı bildirilen kirli su, insan DNA'sına zarar verme potansiyeli oldukça yüksek karbon-14 izotopları içeriyor. Uzmanlar, doğada yok olması binlerce yıl süren maddenin balıklarda depolanacağını ve onları yiyen insanlarda ve çocuklarında çeşitli genetik bozuklukların görülebileceği konusunda uyardı.

Japonya gerçeği saklıyor! Fukuşima'dan salınacak su genetik bozukluklara yol açabilir

Japonya'nın Okuma bölgesinin başkenti Fukuşima'da 11 Mart 2011'de dünyanın gördüğü en büyük nükleer facialardan biri meydana geldi. 9,1 şiddetindeki deprem ile sarsılan ve ardından meydana gelen tsunami nedeniyle Fukuşima Daiichi nükleer santralinde peş peşe patlamalar yaşandı.

DÜNYADA EN FAZLA YIKIMA NEDEN OLAN İKİNCİ NÜKLEER FELAKET

Olay anında 2 bin 203 kişinin öldüğü, günümüze dek radyasyonun etkileri nedeniyle 18 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Bununla birlikte Fukuşima, 1986'da yaşanan Çernobil nükleer felaketinin ardından en fazla yıkıma neden olan ikinci nükleer vaka olarak tarihe geçti.

Ancak Japonya, santralde oluşan nükleer atıkla hala mücadele ediyor. Hükümet bu haftanın başında nükleer santraldeki atık suyu Büyük Okyanus'a boşaltacağını açıkladı.

Ancak, karar çevre örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşu Greenpeace'in yaptığı bir araştırmaya göre, enkaz halindeki Fukushima Daiichi nükleer santralinden Büyük Okyanus'a salınacağı bildirilen kirli su, insan DNA'sına zarar verme potansiyeline sahip tehlikeli bir radyoaktif madde içeriyor.

TEHLİKELİ SEVİYELERDE KARBON-14 İZOTOPLARI İÇERİYOR

Çevre grubu, tesisteki binden fazla tankta depolanan 1,23 milyon ton suyun, halihazırda geniş çapta rapor edilmiş olan trityum miktarlarına ek olarak, radyoaktif izotop karbon-14'ün "tehlikeli" seviyelerini içerdiğini öne sürdü.

"Fukuşima Rradyoaktif Su Krizi"nin Gerçekliği, adlı rapor, Japon hükümetinin radyoaktif suyu Büyük Okyanus'a bırakacağını açıklamasının ardından geldi.  Japonya Başbakanı Yoshihide Suga, bu haftanın başında yaptığı açıklamada,  "Konuyu sonsuza kadar erteleyemeyiz. Mümkün olan en kısa sürede sorumlu bir karar vermek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Öte yandan, bölgedeki yerel balıkçılar geçim kaynaklarını riske atacağı endişesiyle karara tepki gösterdi.

5 BİN 370 YILLIK YARILANMA ÖMRÜ VAR

Bununla birlikte, uluslarası toplum, santralde filtre sistemi tarafından kaldırılımayan radyoaktif bir madde olan trityuma odaklanmış olsa da, Greenpeace'in Japonya ve Doğu Asya şubeleri depolanan suda bulunan radyoaktif karbonun da şartlı tahliye edilmesi konusunda uyardı.

"GENETİK BOZULMAYA BAĞLI HASTALIKLAR ÇIKABİLİR"

Raporda, "Karbon-14'ün 5 bin 370 yıllık bir yarılanma ömrü vardır ve maruz kalan tüm canlıların DNA'sını yapısını bozabilecek niteliktedir. Karbon-14, trityumdan binlerce kat daha yüksek bir seviyede balıklarda depolanır ve bu balıkları yiyen insanlara geçebileceği için özellikle tehlikedir.  Bu nedenle gelecekte balıkları tüketen insanlarda ve ailelerinde genetik bozulmaya bağlı hastalıklar gelişebilir " denildi.

KARBON-14'Ü FİLTRELEMEDİĞİ DOĞRULANDI

Öte yandan, Japon hükümeti ve santraldeki nükleer artıtmayı gerçekleştiren Tokyo Electric Power (Tepco), ise söz konusu suyun artıtıldığını ve sadece trityum içerdiğini öne sürüyor. Tepco'nun gelişmiş sıvı işleme sistemi, sudan yüksek düzeyde radyoaktif madde çıkarabiliyor,, ancak nükleer enerji santrallerinin rutin olarak seyreltip okyanusa döktüğü radyoaktif bir hidrojen izotopu olan trityumu filtreleyemiyor.

Ancak Greenpeace, sistemin karbon-14'ü yok etmek için tasarlanmadığınının Tepco tarafından doğruladığını açıkladı.

"JAPONYA GERÇEĞİ SAKLIYOR"

Raporun yazarı ve Greenpeace Almanya'da kıdemli nükleer uzmanı olan Shaun Burnie, "Felaketin başlamasından yaklaşık 10 yıl sonra Tepco ve Japon hükümeti, Fukuşima Daiichi'deki krizin ölçeğini hala araştırıyor. Kirlenmiş sudaki radyoaktif madde hakkındaki ayrıntılı bilgileri yıllarca kasıtlı olarak sakladılar. Kendi vatandşlarına,  Güney Kore ve Çin gibi komşu ülkelere Pasifik okyanusuna atılacak kirli suyun tehlikeli seviyelerde karbon-14 içerdiğini açıklamadılar" ifadelerini kullandı.

Japonya hükümetinin nükleer suyun kaderi hakkında önümüzdeki hafta bir karar açıklaması bekleniyor. Basında çıkan haberlerde, projenin en erken 2022'de başlayacağı ve tamamlanmasının onlarca yıl süreceği söylendi. Yomiuri Shimbun gazetesine göre Fukuşima Daiichi'deki su, serbest bırakılmadan önce bitkilerin içinde seyreltilerek 40 kat daha az konsantre olacak.

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER