Everest'i yutabilecek kadar büyük olan çukur, 11 km derinliğinde

Dünya'nın en derin noktası olan Mariana çukuru hakkında bilmedikleriniz.

Everest'i yutabilecek kadar büyük olan çukur, 11 km derinliğinde
1951 yılında “Challenger II” gemisiyle Büyük Okyanusta araştırma yapan bilimadamları, Mariana veya Larron takımadalarının doğusunda denize saldıkları sondanın 10.863 metreye kadar indiğini görünce, o güne kadar bilinen deniz çukurlarının (Filipinler, 10540 metre, Japonya, 10535 metre, Karmadek takımadaları, 9.425 metre) en derinini bulduklarını anladılar.

 yapılmış çelik küre biçimli, dalış için benzin boşaltarak onun yerine deniz suyu alarak demir safra atan araç) ile dalmaya elverişli olduğuna karar verildi ve araştırmalara bu yoldan devam edildi. Birkaç denemeden sonra 23 Ocak 1960 yılında “Trieste” adlı batiskaf, denizin altında 10.916 metreye kadar inerek yeryüzünün en derin noktasını buldu ! Buldukları bu nokta 8.850 metrelik Everest dağını bile kolaylıkla yutabilecek olan Mariana Çukuruydu !

Derin noktaya iniş yaklaşık 3 saat 15 dakika sürmüş, burada 20 dakikalık bir sürenin ardından tekrar yüzeye çıkılmasıyla toplamda 5 saatlik bir sürede dalış ve yüzeye çıkış tamamlanmıştır.

Dünyanın en derin noktası Mariana Çukuru 11 Km derinliğinde

Japonya ile Endonezya’nın ortasında, Büyük Okyanusta bulunan Mariana Çukuru’nun uzunluğu 2.542 kilometre, genişliği ise 69 kilometredir. Dünyanın en derin noktası olarak bilinen Mariana Çukuru (Mariana Trench) yapılan son ölçümlere göre 10.994 metre derinliğe (hata payı +- 40 metredir) sahiptir.

Bilim insanları için yıllardır merak konusu olan Mariana Çukuru pek çok sırrı ve gizemi hala içinde saklıyor. Çukurun derinleşen noktalarındaki basınç çukurun araştırılmasını zorlaştırırken pek çok tehlikeyi de beraberinde getiriyor.

(Okyanusta basınç her 10 metrede santimetrekareye 1 kilogram artar.)

Mariana Çukurnun dip noktasındaki basınç yeryüzündeki basınca göre yaklaşık 1100 kat daha fazladır. Bu derinlikteki basınç 1.086 bar veya 108.6 Megapaskal’dır. Bu basıncın gücünü daha kolay anlatabilmek adına şöyle bir örnek verebiliriz: Ortalama ağırlıktaki bir insanın 30 santimetrekare’lik bir alana (yaklaşık olarak dik durduğumuzda yere bastığımız alan) uyguladığı basıncın neredeyse 10.000 katı. Yani, üzerinize 10.000 adet 100 kilogramlık insanın çıkması gibidir. Bu basıçtan ötürü, bu derinlikte suyun yoğunuğu %4.96 civarında fazladır.

Suyun içine atılan 1 kilogram kütleli metalin çukurun tabanına ulaşması, yaklaşık olarak 1 saat sürer. Ancak, suyun yoğunluğu ve metalin özkütlesi de hesaba katıldığında, tabana ulaşma süresi artıp azalabilir.

Mariana Çukuru nasıl oluştu ?

Yerkabuğunu oluşturan plakalardan bazıları birbirlerine yaklaşarak çarpışırlar. Bu çarpışma neticesinde plakalardan biri diğerinin altına girerek ‘dalma’ adı verilen bir durum gerçekleştirir.

Dalma durumunun anlamı ise yoğunluk bakımından üstün olan plakanın, daha az yoğun olan plakanın altına kayması olayıdır. Sonuç olarak bu bölgelerde şiddetli depremler görülebilir ve depremlerin oluştuğu derinlikler levhaların büyüklüğüne göre 700 kilometreyi bulabilir. İşte Mariana Çukuru’da Pasifik plakası ile Mariana Plakası’nın birbirine çarpması sonucu oluşmuş bir çukurdur.

 

Güncelleme Tarihi: 22 Temmuz 2019, 01:24

Evrim Hüsem

YORUM EKLE
YORUMLAR
Mehmet Olgun
Mehmet Olgun - 5 yıl Önce

EVERES KADAR KÜTLEYİ KALDIRACAK DERİNLİK

SIRADAKİ HABER