Başkent Luanda'nın güneyindeki Portekizce 'ay manzarası' anlamına gelen Miradouro da lua, yağmur ve rüzgarların asırlardır oyduğu kumlu plajları ile bir tabloyu andırıyor.

Luanda'dan 1 buçuk saatlik mesafede bin kilometre uzunluğundaki Kwanza Nehri'nin Atlantik Okyanusu'na döküldüğü Kwanza Lodge bulunuyor. Burası yerli ve yabancı turistlerin popüler destinasyonlarından biri. Balıkçılık ya da sahilde deniz kabuğu ve değerli eşya aramak için oldukça uygun bir yer.

Kwanza Lodge'da müdür olan George Diamondis turizm sektöründe gelişmekte olan Angola'nın saklı bir mücevher olduğunu söylüyor. Bin 600 kilometrelik kıyı şeridine sahip ülke yatırımcılar ve turistler tarafından yeni yeni keşfediliyor. Diamondis Angola'nın yaylaları, ekvator ormanları ve çölü ile yüksek yatırım potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.

İÇ SAVAŞTAN ZARAR GÖREN MİLLİ PARK YENİLENDİ

10 bin kilometrekarelik alana yayılan Kissama Milli Parkı'nda safari yapmak ve vahşi hayatı tanımak mümkün. İç savaş buradaki vahşi yaşamın büyük bir kısmını yok etmiş, ancak 'Nuh'un Gemisi' adlı projeyle Botsvana ve Güney Afrika'dan hayvanlar getirilerek milli park yeniden canlandırılmış.

Bu bölgede doğup büyüyen Kissama Milli Parkı Müdürü Miguel Savituma, parkın birçok genç insana istihdam sağladığını anlatıyor.

SAFARİDEN SU SPORLARINA, ANGOLA HERKESE HİTAP EDİYOR

Angola'da sörf yapmak isteyenler için adres Cabo Ledo. Burası su sporları yapmaya oldukça elverişli bir sahile sahip olan bu tatil beldesinde birçok samimi tesis bulunuyor. Bunlardan biri de Paulo Augusto ve ailesinin işlettiği Carpe Diem.

Geri dönüştürülmüş malzemeler ve güneş enerjisi ile ekoturizm konakları inşa ettiren Augusto, bu bölgenin bakir olduğunu, daha fazla tesis ve hizmete ihtiyaç duyulduğunu ve bu nedenle buraya yatırım yapmanın oldukça mantıklı olduğunu iletiyor.

Turizmde gelişmeye devam eden Angola bu sektör sayesinde yatırımcı çekerek ekonomik gelir kaynaklarını çeşitlendiriyor.